Menü

Atatürk ?
Kısaca Atatürk
Atatürk Kronolojisi
Siyasal Devrimler
Toplumsal Devrimler
Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler
Ekonomik Devrimler
Hukuki Devrimler
Gençliğe Hitabe
Gençliğin Ata'ya Cevabı
Kaynakça
Resim Galerisi
İletişim
Özdeyişler
Atamızın Sevdiği Şarkılar
Atatürk Sanata ve Sanatçıya Önem Verirdi...
Ata'mızın Yatı "SAVARONA"
Ata'mızın Kişilik Özellikleri
Atatürk İlkeleri

Copyright 2008 T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Performans Ödevi
Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi

Kanun No : 430

Madde 1- Türkiye’deki bütün bilim ve öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıdır.

Madde 2- Şer’iye ve Evkaf Vekaleti veya özel vakıflar tarafından yönetilen bütün medrese ve okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.

Madde 3- Şer’iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde, okullara ve medreselere ait olan birikimler, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine devredilecektir.

Madde 4- Milli Eğitim Bakanlığı’nca, yüksek din uzmanları yetiştirmek için, Üniversitede bir ilahiyat fakültesi açılacak ve imamet ve hatiplik gibi dini hizmetlerin görülebilmesi için de ayrı okullar açılacaktır.

Madde 5- Bu yasanın yayımı tarihinden başlayarak genel eğitim ve öğretimle görevli olup, şimdiye keder Milli Savunmaya bağlı olan askeri ortaokul ve liseler ile, sağlık bakanlığına bağlı olan yetim yurtları bütçeleri ve eğitim kadroları ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu ortaokul ve liselerde bulunan eğitim gruplarının bağlantıları, bundan sonra ait oldukları bakanlıklar arasında değişiklik suretiyle düzenlenecek ve o zamana kadar orduya bağlı olan öğretmenler orduya bağlılıklarını sürdüreceklerdir.

Madde 6- Bu yasa yayımı tarihinden geçerlidir.

Madde 7- Bu yasanın yürütülmesinden hükümet sorumludur.

----

Harf Devrimi

1 Kasım 1928’de Latin esasından alınan harfler, (Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer vererek) “Türk harfleri” adıyla 1353 Sayılı Kanunla kabul edilmiştir. Yazı dilinde kullanılan Arap harflerinin yerine Türk harflerinin alınmasını ifade eden Harf Devrimi yapılmıştır.

Aslında Atatürk, 9 Ağustos 1928 gecesi İstanbul’da Sarayburnu Parkı’nda düzenlenmiş bir şenlik sırasında, Harf Devrimini halka şöyle duyurmuştur; “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz.(...) Bu yeni harflerle behemehal pek çabuk bir zamanda mükemmel bir surette anlaşacağız ki, Milletimizin yazısıyla kafasıyla bütün medeniyet aleminin yanında olduğunu gösterecektir.”

1
897 tarihli Osmanlı İstatistik Yıllığı'na göre okuryazarlık oranı %10.5'tir. 1927 nüfus sayımında değişmeyen bu oran harf devriminden yedi sene sonra yapılan 1935 yılı nüfus sayımında %19.25, 2000 yılı nüfus sayımında ise %87.32 olarak belirlenmiştir

---

GÜZEL SANATLARDA YENİLİKLER
 

anat, kültürü meydana getiren unsurlardan biridir. Atatürk, Türk sanatının araştırılmasını, Türk toplumuna ve dünyaya tanıtılmasını istiyordu. Bunun için imkânlar sağladı, yol gösterdi, teşvik etti. Sanatı ve sanatçıyı övücü sözler söyledi. Bu sözlerinden bazıları şunlardır: "Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat bir sanatkâr olamazsınız." "Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir." Güzel sanatlar, bir milletin duygu, düşünce, görgü ve zevkinin bir yansımasıdır. Bu nedenle güzel sanatlar, bir milletin tanınmasında önemli rol oynar. Sanat, milletleri birbirine yaklaştıran önemli bir kültürel etkinliktir. Bir milletin güzel sanatlarda ileri gitmesi, o milletin diğer milletler tarafından kolayca tanınmasını sağlar. Bir milletin kültür seviyesi, meydana getirdiği sanat eserleri ile ölçülür. Güzel sanatlara önem veren milletlerin dünya

görüşleri de değişir. Güzel sanatlar alanında eserler veren milletler, diğer milletler karşısında saygınlık kazanırlar. Bu nedenle sanat alanındaki başarılar, millî kültürün yükselmesinde önemli rol oynar. Sanatkârlarına önem veren toplumlar her zaman gelişmişler ve yükselmişlerdir. Sanat ve sanatçıya çok önem veren Atatürk, "Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim." diyerek toplumların sanata ve sanatkârlara önem vermeleri gerektiğini vurgulamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren güzel sanatların bütün dallarında gelişmeye önem verildi. İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi ile Devlet Resim ve Heykel Müzesi açıldı. Avrupa'ya resim, heykel ve müzik öğrenimi için öğrenci gönderildi. 1936'da Ankara Devlet Konservatuvarı kuruldu. Tiyatro için yurt dışından uzmanlar getirildi. Böylece çağdaş Türk sanatının oluşması sağlandı.

----

Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması

Osmanlılar döneminde aydınların büyük ölçüde farsça ve arapça sözcük ve dilbilgisi kuralı içeren Osmanlıca'yı kullanmalarından ötürü, aydınlar ile halkın dil bakımından birbirlerinden kopmuş olmaları, cumhuriyet öncesindeki dönemde de bazı aydınları rahatsız etmiş, Selanik'te çıkarılan (1911) Genç Kalemler dergisinde "Yeni Dil" hareketi başlatılmış, ama dilde yabancı sözlüklerden yeterli bir arınma sağlanamamıştı.
Osmanlı döneminde tarihçilerin aşağı yukarı yalnızca yaşadıkları dönemin olaylarını yazıya geçirmekle yükümlü olmalarından ötürü, Türklerin eski tarihlerine ilişkin çalışmalar yok denecek kadar azdı. Türkiye Cumhuriyeti'nin "önceki bütün Türk devletleriyle tarihsel bağı" olduğu, "dünya uygarlığının oluşma ve gelişmesinde Türk uygarlığının önemli payı bulunduğu" görüşünden yola çıkan Atatürk'ün öncülüğünde yapılan çalışmalar, 12 Nisan 1931'de, sonradan Türk Tarih Kurumu adını alan Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin kurulmasıyla sonuçlandı.
Türkçe'nin özleştirilerek yeni Türk abecesiyle dünyanın en zengin dillerinden biri haline getirilmesini amaç alan Atatürk, 12 Temmuz 1932'de, sonradan Türk Dil Kurumu adını alan Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdurarak, Türkçe'nin gerçek bir bilim, edebiyat ve sanat diline dönüşmesi çalışmalarını hızlandırdı.

-------

Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi

(31 Mayıs 1933)
Türkiye'de ilk üniversite İstanbul'da Darülfünun adıyla kuruldu. (14 Ocak 1863). Cumhuriyet'in ilanından(1923) sonra Darülfünun'a tüzel kişilik tanındı(1924). Liseyi bitirmeyenlerin bu yükseköğretim kurumuna alınması uygulamasına son verildi. Ancak, Darülfünun 1932'ye kadar beklenilen düzelme ve gelişmeyi gösteremedi. 31 Mayıs 1933'de çıkarılan 2552 sayılı yasa'yla Darülfünun kapatıldı ve yerine Maarif Vekaleti'ne (Milli Eğitim Bakanlığı) bağlı İstanbul Üniversitesi kuruldu.


Sitem Açıldığından bu yana 7026 ziyaretçi burdaydı!
DİKKAT !

Bu web sitesi Berk YALMAN tarafından T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Performans Ödevi için açılmıştır..Sitedeki bütün bilgiler uzun araştırmalar sonucunda eklenmiştir.Kaynakça için aynı adlı sayfayı ziyaret ediniz..

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol